Twitter

14 Mayıs 2013 Salı

İntikam politikalarının sonu

"Biz geldik Esed kardeşimle oturduk. İki ülke arasındaki meseleleri konuştuk, istişare ettik, müzakere ettik.

-Ve Türkiye ile Suriye'yi bölgenin iki kardeş iki dost ülkesi haline getirdik mi?

-Her alanda işbirliğine gittik mi?

-Ekonomide, ticarette, dış politikada, kültürde, sanatta, ulaştırmada, bayındırlıkta işbirliği anlaşmalar imzaladık mı?

-Suriye ile Türkiye arasındaki mayınları temizlemek için adımlarımızı attık mı?
-Suriye ile aramızdaki vizeleri kaldırdık mı?

Şimdi benim Gaziantepli kardeşim cebine pasaportunu koyuyor, istediği gibi Halep'e gidiyor, Şam'a gidiyor. Halep'teki, Şam'daki, Laskiye'deki, Hama, Humus'taki kardeşim cebine pasaportunu koyuyor, Gaziantep'e geliyor.

Soruyorum kim kazandı?


Gaziantep kazandı, değil mi?
Esnaf kardeşim kazandı, değil mi?
Tüccar kazandı, değil mi?
Sanayici kazandı, değil mi?

Vatandaşım kazandı, değil mi?

Bütün o korkuların, bütün o tehditlerin ne kadar boş olduğu ortaya çıktı. Düşman üretme politikasından yarar değil, zarar gördüğümüz ortaya çıktı."

Haklısınız çıktı.

Şimdi ben de Türk halkı adına soruyorum size?

İntikam duyguları yüzünden düşman üretme politikasından yarar değil, zarar gördüğümüz ortaya çıktı mı?

Cevap: "Çıktı!"

Bu düşmanı Türk halkı mı üretti?

Cevabı sizde!...

Türk halkına dost diye anlattığınız en yakın arkadaşınız bizi sırtımızdan vurdu mu?

Cevap: "Vurdu."

Bilanço Türkiye'ye çok pahalıya patladı mı?

Cevap: "Patladı!"

51 insan hayatını kaybetti. (Sizin rakamlarınıza göre)...

Annesini, babasını, çocuğunu, kardeşiniz, arkadaşını ve daha birçok akraba ve yakınını kaybedenlerle bu sayı kaça çıkar siz hesaplayın. Ben bir örnek vereyim:" 7 çocuklu bir kadın Reyhanlı'da hayatını kaybetti. Yani sadece bir kayıp hayattan yedi öksüz çocuk, bir eş, belki anne baba, belki kardeş..."

Bu sadece bir aile...
Kaç aile yandı sizce?

Ama ne olur ki bu kadar kayıptan değil mi?
Vatandaşınız kazandı ya olsun?
Esnaf kardeşiniz, tüccar, sanayici kazandı değil mi?


Evi, arabası, işyeri, hayatı yerle bir oldu. Hayatını, elinde avucunda ne varsa hepsini kaybetti.

Sizin tabirinizle; "Vatandaşınız kazandı."


Haklısınız...

Ve yine haklısınız Türkiye ev almadı ama komşu aldı...

Aldı da komşusu da Türkiye'yi sırtından vurdu. (Siz direk Esed'i işaret ettiniz, sanki haberdarmışsınız gibi oysa olayın failleri tarafınızdan net olarak açıklanmadı henüz)

Arama kurtarma çalışmaları durdurulduktan sonra vatandaş kendisi ararken 4 cesede daha ulaşıldı. Daha günlerce arayacaktı aileleri onları acıyla...

Ama vatandaşınız kazandı ya olsun 3-5 hayat gitmiş ne olur?

Özetle doğruymuş söyledikleriniz: "Bütün o korkuların tehditlerin ne kadar "boş" olduğu ortaya çıktı!"

"Yaşasın Türkiye Suriye kardeşliği"...

Sayenizde!

Dahası var mı?
Var....

 

Birkaçını kısaca hatırlamak isteyenlere:

-15 Ağustos 2010 - Başbakan Erdoğan'ın Gaziantep Mitingi konuşmasından:

"Biz geldik Esat kardeşimle oturduk. İki ülke arasındaki meseleleri konuştuk, istişare ettik, müzakere ettik ve Türkiye ile Suriye'yi bölgenin iki kardeş, iki dost ülkesi haline getirdik mi? Her alanda iş birliğine gittik mi? Ekonomide, ticarette, dış politikada, kültürde, sanatta, ulaştırmada, bayındırlıkta iş birliği anlaşmaları imzaladık mı? Suriye'yle Türkiye arasındaki mayınları temizlemek için adımlarımızı attık mı? Suriye'yle aramızdaki vizeleri kaldırdık mı? Şimdi benim Gaziantepli kardeşim cebine pasaportunu koyuyor istediği gibi Halep'e gidiyor, Şam'a gidiyor. Halep'teki, Şam'daki, Lazkiye'deki, Humus'taki kardeşim cebine pasaportunu koyuyor Gaziantep'e geliyor. Soruyorum, kim kazandı? Gaziantep kazandı değil mi Esnaf kardeşim kazandı değil mi? Tüccar kazandı değil mi? Sanayici kazandı değil mi? Vatandaşım kazandı değil mi? Bütün o korkuların, bütün o tehditlerin ne kadar boş olduğu ortaya çıktı. Düşman üretme politikasından yarar değil, zarar gördüğümüz ortaya çıktı. Şunu unutmayın sevgili kardeşlerim..."( Bkz: http://www.akparti.org.tr/site/haberler/basbakan-erdoganin-gaziantep-mitinginde-yaptigi-konusmanin-tam-metni/6647)

- 6 Şubat 2011 - Başbakan Erdoğan: "Dostluk Barajı, İki Ülke Halkının Refahına Katkıda Bulunacak"

"Türkiye ve Suriye tüm dünyaya örnek gösterilecek. Sıkıntılardan geçilen şu dönemde barışın ve kardeşliğin önemi daha çok görülecek. Bu dostluk barajının temelini attığım için Asi nehrinin bizi birbirimizden ayıran değil birleştiren bir duruma getirdiğimiz için mutluluk duyuyorum. Dostluk barajı hayırlı olsun. Bu baraj aramızdaki dostluğun nişanesi olsun. Yaşasın Türkiye Suriye kardeşliği..." "Kardeşler arasında mayınlı arazi olmaz, kardeşler arasında vize olmaz. Biz her zaman söyledik 'ev alma komşu al' büyüklerimizin bu mirasını yerine getiriyoruz." (Bkz: http://www.akparti.org.tr/site/haberler/turkiye-bu-bolgede-sadece-ve-sadece-baris-huzur-istikrar-ve-refah-istiyor/7025

- 07 Mart 2013 Başbakan Erdoğan: Halkına zulmeden dostumuz olamaz

Başbakan Erdoğan, Hak-İş Konfederasyonu'nca düzenlenen, ''Küresel Kadın Emeği Buluşması'' etkinliğinde konuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''İki yıldır, Suriye halkı elinde her türlü savaş makinesi olan bir diktatör tarafından alçakça kıyımdan geçiriliyor. Bombardımanlarla, tanklar, toplarla. Onun da evladı var, hanımı var. Ailece görüştüğüm insanlardı bunlar ama bir anda her şey değişti. Değiştiği anda biz de kitabımızdan sildik attık. Çünkü halkına bu şekilde zulmedenler, bizim dostumuz, arkadaşımız olamaz'' dedi. (Bkz: http://www.akparti.org.tr/site/haberler/halkina-zulmeden-dostumuz-olamaz/41126)

- 20 Ocak 2013 Başbakan Erdoğan:"20 Ocak 2013 Suriye halkı barışın özlemi içerisinde"

Bunun için bu rejim lanetlenesi bir rejimdir. Merak etmeyin, zulm ile abad olunmaz. Fetih Suriye halkı için yakındır, ben bunu görüyorum. Hiçbir zaman zalimler o koltuklarda ilelebet kalamadılar. Bu, babasını geçti. Babası Hama'da, Humus'ta zulmetti, 30 bin insanını, Müslümanı öldürdü. Bu ise şu an itibarıyla 60 bin Suriyeli kardeşimizi öldürdü; çocuk, kadın, yaşlı acımaksızın. Mültecilerin sayısı şu anda 600 bini aştı. Bununla ayakta durması mümkün mü- Gidecektir; bunu görüyorum ve Allah'ın yardımı yakındır. Hiç endişe etmeyin.'' Suriyelilerin kaldığı kampları ziyaret edeceğini söyleyen Erdoğan, ''Az önce sağ ayağı kopmuş bir yavrumuzun bana fotoğrafını gösterdiler. Böyle bir cani durabilir mi, bu zalim durabilir mi- Durmayacak ve gidecek. Onlarla beraber hareket edenler inanıyorum ki ayakta kalamayacaklar'' diye konuştu. (Bkz: http://www.akparti.org.tr/site/haberler/suriye-halki-barisin-ozlemi-icerisinde/36661)

Ferda Şen


E-mail:
ferdasen@bahcesehirnews.com
Twitter: @ferdassen

Facebook: Facebook.com/ferdassen